20 Aralık 2007 Perşembe

Auburn Automobiles


Auburn Automotive Co. adını aldığı Indiana’nın Auburn kasabasında 19. yüzyılın sonlarında kuruldu. Eckhart Taşımacılık firmasının sahipleri Frank ve Morris Eckhart kardeşler otomobil piyasasına bu isimle girmeye karar vermişlerdi. Eckhartlar, şase, motor ve aks gibi ana parçaları farklı üreticilerden satın alarak ana gövde üzerine monte edecekleri bir üretim stratejisinde karar kıldılar.

Auburn Otomotiv kısıtlı olan yerel başarısını 1903 Chicago Auto Show’da sergilediği otomobilleri ile farklı bir boyuta taşımayı başardı. Çok geçmeden tek silindirli otomobillerine duyulan ilgi ile üretim rakamları arttı. Bu yükseliş 1905’de iki silindirli, 1909’da dört ve 1912’de altı silindirli otomobillerinin üretimini sağladı.

Firma sistemli bir büyüme ile yıllık 2500 adetlik satış rakamına ulaştı. Bu durum 1910’lu yılların ortalarında yaşanan finansal sıkıntıya kadar devam etti. Auburn, 1919 yılında, aralında çiklet kralı William Wrigley’in de bulunduğu Chicago’lu yatırımcılar tarafından kurtarıldı. Yeni sahipler otomobil konusunda fazla tecrübeli değildi. Ayrıca 20’lerin başında ekonomi iyice dibe çökmeye başlamıştı. Yeni Beauty Six modelinin çekiciliğine rağmen 1924 yılında firma tam bir çıkmaza girdi. Üretim neredeyse durmuş, fabrika birkaç yüz satılamamış otomobille kalmıştı.

Auburn’de birçok yerel üretici gibi yok olmanın eşiğine gelmişti. Ancak Chicagolu genç ve dinamik pazarlamacı Errett Lobban Cord’un gelişi ile mucize gerçekleşti. Sadece 30 yaşında olan Cord, Chicago’da sattığı Moon otomobilleri ile tanınıyordu. İlerisi için şirkete hissedar olma opsiyonuyla Auburn’ün Genel Müdürü olarak atandı. Cord’un ilk hamlesi satılamayan arabalardan bir an önce kurtulmaktı. Öncelikle touring otomobillerin tavanı alçaltıldı, parlak renklerle boyandı ve göz alacak şekilde nikel plakalarla giydirildi. Otomobiller kısa sürede iyi bir getiri ile satıldı ve 1926 yılı itibariyle Cord, şirketin başkanı oldu.

Cord’un yükselişi durmadı ve kısa sürede Corp Corp. bünyesinde sahip olduğu Duesenberg Motor, Columbia Aks ve Lycoming Manufacturing ile imparatorluğunu kurdu. Lycoming Auburn motorlarını, Columbia ise two-speed arka aksların üretimini yapıyordu.

Cord’un başkanlığında en çok hatırlanan Auburn, tekne kuyruklu Speedster’lar oldu. 1928’de ortaya çıkan bu otomobil 115 beygir gücü olan, 4900 cc.’lik, sıralı 8-silindir Lycoming motor ile güçlendirildi. Bu denli güç göreceli olarak 1.633 kg’lık hafif bir gövdede yer alarak performans ruhunu adeta garanti ediyordu. Cord, en büyük rakibi olan Stutz Black Hawk ile özellikle bu konuda büyük bir rekabete girmişti. Auburn’ün ününü daha da genişletmek için Cord, ürettiği otomobillerle hız ve dayanıklılık rekorlarını kırmaya başladı. 1928 yılında bir Auburn Speedster Daytona Beach’de 175 km/h hıza ulaştı, Atlantik Şehir Otoyolu’nda 24 saatte ortalama 136 km/h sürat ile oldukça prestijli olan Pikes Peak Tepesi tırmanışını kazandı. Bu Stutz ile karşılaştırıldığında oldukça yüksek bir performanstı. Ancak 5.000 $’lık Stutz’a asıl farkı 2000 $’lık fiyatıyla atıyordu.

1929 borsa krizi Auburn’ün 1930 yılı satışlarını vurdu, ancak ertesi yıl 29.000 adete sıçrayan satışlar ile firmanın tüm zamanlardaki en yüksek satış rakamına ulaşıldı. Cord, sekiz silindirli motorun üretimini kesti, ancak düz sekizin üretimi devam etti. 1932 yılında Cadillac, Packard ve Pierce Arrow’larda kullanılmaya başlanan V-12, Auburn’lerin yeni motoru oldu.

Mevcut şaseye uyum sağlaması açısından V12’ye oldukça dar V açısı verildi ve yeni yatay subaplar kullanıldı. Opsiyonel Columbia two-speed aks ile altı ileri vitese sahip oldu. Sadece 1.000 $’ın altına bir rakamla satılan bu yeni V12 piyasayı oldukça karıştırdı. Ancak 1932’de kriz derinleşiyordu ve Auburn satışları 11.646 adet ile firmaya 1 milyon dolarlık bir kayıp getirdi. Bu nedenle 1932 modeller ertesi yılda değiştirilmeyince satışlar 5.038 adete kadar düştü. 1934 yılında yenilenen aerodinamik stil ve yeni 6 silindir motor satışların düşmesini engelleyemedi. Kurtuluş için Duesenberg’in Stilist Şefi Gordon Buehrig ve baş mühendis August Duesenberg devreye girdiler. Yeni merkezkaçlı süperşarj motor sekiz silindirliydi ve 4000 rpm devirde 150 beygir üretiyordu. Tasarımda da yapılan değişiklikler ile tekne kuyruk kaldırıldı, torpil görünümlü çamurluklar monte edildi ve kaputun yanlarından krom egzost çıkışları monte edildi. Bu tasarım artık süperşajlı motorlar için bir tarz oluyordu. Yeni Speedster tam 70 hız rekoru kırdı ve o dönemde dünyanın en hızlı otomobili olarak tescil edildi. Bu birliktelik satışları biraz olsun arttırdı ancak karlılık getirmedi. Auburn 1936’da sadece 1.844 adet satılınca üretim durduruldu ve otomotiv sahnesinden bir dev daha inmiş oldu.

Hiç yorum yok: